HalkbilimiHalk İnançları

Türk Folklorunda Albastı, Alkarısı İnancı

Türk folklorunda; Al, Albastı, Alkarısı, Alanası, Alkızı, Alkî, Al-bız, Almıs v.b. tâbirleriyle, umumiyetle doğum esnasında ve sonrasında, kırklı lohusa kadınlara ve çocuklara, nadir olarak da gebe, gelin, güvey, erkek, yolcu ve atlara musallat olan bir ruh veya hastalık ifade edilmektedir.

Bu inanç, Çin Şeddinden Balkanlara, Buz Denizinden Hindistan ‘a kadar yayılmış olan bütün Türk kavim ve topluluklarının folklorunda bütün canlılığıyla yaşamaktadır.

Bütün Türk boylarında bu inanç, aynı bir kötü ruhun ismidir. Bu ruhun lohusa kadınlara vs. musallat olması şekli; Kırgız, Kazak, Özbek, Kürt, Azeri, Kerkük, Balkan, Kıbrıs ve Anadolu Türklerinde bütün teferruatı ile aynı şekilde, aynı motif ve özelliklere sahiptir.

Bu araştırmada, konuyu birkaç ana başlık altında özetlemeye çalışarak, Türk Dünyası içinde, bütün Türk boylarında “ortak” bir özellik taşıyan bu ruh hakkında, genel bir bilgi vermekle yetineceğiz.

“AL-RUHU”NUN TİPİ

Cin, peri, şeytan olarak tasavvur edilen bu ruh; köpek, kedi, keçi, oğlak, buzağı, tilki, örümcek, kuş, gelin, erkek, kefenli ölü, cadı, kıl ve nihayet insan ile hayvan vasıflarını bir arada bulunduran insan-hayvan şekillerinde görülmektedir. Adı geçen bu ruh, en ziyade cadı kadın hüviyetinde kendini göstermektedir.

Anadolu’da bu cadı, türlü şekillerde tanımlanmıştır. Yapılan tanımlardan belli başlılarını aşağıya alıyoruz :

– Uzun boylu,
– Uzun parmaklı,
– Uzun tırnaklı,
– Dağınık, uzun sarı saçlı,
– Dağınık, uzun siyah parlak saçlı,
– Yağlı vücutlu,
– El ve ayakları küçük,
– Sivri ve uzun dişli,
– Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte,
– Zenci suratlı,
– Gözleri tepesinde,
– Çok çirkin
– Koca koca göğüslü,
– Memelerini masallardaki devler gibi omuzlarından geriye atabilen,
– Al gömlekli,
– Kuyruklu,
– Kambur yapılı,
– Avurtları çökük,
– Ters ayaklı,
– Kara renkli,
– Avuçlarının içerisi delik,
– Mavi görünüşlü,
– Mavi gözlü,
– Kadın kılılı, korkunç yaratık,
– Dişi şeytan,

vs. vasıfları haiz bir yaratık. Küpüne binerek bir gecede Kırım’a gidip gelebilir. Çok korkunç bir sesi vardır. 

Kırgız-Kazak Türklerinin inançlarına göre, Albastı iki nevi olup biri “Kara Albastı” ve diğeri de “Sarı Albastı”dır. Sarı Albastı, sarışın bir kadın suretindedir. Bazen keçi ve tilki suretlerine de girer… Albastı muhtelif suretlerde görünmekle beraber, aslında sarı bir kızdır.

Başkurt’ların Albastı’ya dair inançları da Kazak-Kırgızlarınki gibidir.

Fergana Özbek’lerinin inançlarında şeytan, ecine, dev ve perilerden başka bir de Albastı vardır. Albastı’yı pejmürde, dağınık saçlı bir kocakarı suretinde telâkki ederler.

Taşkent’te, Sevzar-deha Tahtapul kapısında, “Albastı = Alvastı” köprüsü vardır. Oradan gelip geçenlerin pejmürde bir kocakarı gördükleri söylenir.

Kazak-Kırgızlarda keçi suretinde görünen bu ruhun, Uranha-Tuba Türklerinde keçi sesi ile bağırması ve Anadolu Türklerinde “fena sesle bağırması” gibi teferruat da dikkate şayandır. Bütün Türklerde bu ruh “dişi”dir.

Azerbaycan’da yerleşik bulunan Kürt Türklerinin inançlarındaki bu ruhu; Sovyet-Rus bilim adamı olan Bazil Nikitin, “Kürtler” isimli kitabında: ” … Al-anası adı verilen bu yaratık, uzun boylu, zayıf, korkunç, kocaman memelerini omuzlarından arkaya atmış bir cadıdır… iğrenç görünümlü dev, bir çeşit dişi şeytan, el ve ayakları zayıf, yüzü kırmızı, kilden bir burnu olan bir kadındır. İnsan biçimine giren bir canavar, bir kocakarı…”*”‘ şeklinde vasıflandırmaktadır.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yerleşik olan Kürt Türklerindeki “Al-ruhu” tipi de, diğer Türk boylarının bu ruh hakkındaki tanımlamaları ile aynıdır.

AL-RUHU”NUN MEKANI

Anadolu halk inançlarına göre, Alkarısı’nın genellikle mesken tuttuğu yerler şunlardır :
– Ahırlar,
– Samanlıklar,
– Viranelikler (harabe yerler),
– Issız, boş sahalar,
– Nehir sahilleri, 
– Kayalıklar,
– Çeşme ve su kaynakları,
– Su kuyuları,
– Karanlık ve kuytu köşeler,
– Ağaç dipleri,
– Taşlı yerler,
– Değirmen civarları,
– Mağaralar,
– Tandırlar

Kazan Türklerinin hurafelerine göre; Albastı, meskûn olmayan evlerde ve sahalarda bulunur.

Uluğ-Kem nehri civarında bulunan Tuba-Uranha şamani Türklerinin akidelerine göre; “Albıs”, kumsal yerlerde ve kayalarda bulunur. Uranha-Tuba Türkleri’nin şaman dualarında, kam bu ruha; “kaya yerlerde yaşayan altı Sarı Albıstarım” diye hitap ediyor.

Uranha’ların şaman (kam) dualarında zikredilen ve kayalarda bulunan altı sarı Albası, Kazak-Kırgız ve Başkurtlar’da “sarı kız” suretinde olan bu ruh kültü ile Anadolu Türkleri’nin “Sarı Kızlar” efsanesi de münasebettar olabilir

Kaynak: Türk Kültürü Araştırmaları Doğu ve Güneydoğu Anadolu 1. Cilt