Genel KültürDeyim HikayeleriEdebiyat

Ağzınla Kuş Tutsan Nafile Hikayesi Kısaca

Ağzınla Kuş Tutsan Nafile Hikayesi Kısaca. Ağzınla Kuş Tutsan deyimi nereden gelir hikayesinin özeti

Ağzınla Kuş Tutsan Nafile Deyimi Hikayesi

Osmanlı Devletinin güçlü zamanlarında, Fransa ile iyi ilişkiler kurulmuş. İspanya Kralı’nı ezmek için Osmanlı Devleti’ne yakın duran Fransa, Osmanlı padişahını en büyük hükümdar olarak tanımış. Akdeniz’de Osmanlı bayrağı çekerek, Barbaros’un emrine giren Fransız donanması gibi, Fransız ordusu da, Osmanlı desteğine sığınmış.
O devrin günlerinden birinde, Topkapı Sarayı’nın arz odasında, huzura kabul edilmeyi bekleyen Fransa Elçisi, Kızlar Ağasına, işinin önemli ve acele olduğunu bir türlü anlatamamış, içeri alınmayı bir türlü sağlayamamış.
Bin bir rica ve ısrar sonunda Kızlar Ağası, sabırsızlanan elçiye şöyle demiş:

“Siz ne lâf anlamaz adamlarsınız yahu! Şevketlü Sultanımız bugün çok hiddetli. Demincek bir Frenk hokkabaz burada idi. Adamcağız ne hünerler gösterdi. Külahının altından tavşanlar çıkardı. Alev alev yanan demir çubukları ağzında söndürdü. Sekiz arşın uzaklıktaki iğneye iplik taktı. Havaya bir kuş uçurdu. Uçan kuşa bir şeyler söyledi. Kuş gelip ağzına kondu, o da ağzıyla ayaklarından yakaladı. Sultanımız onu bile huzurdan kovdu. Senin anlayacağın, ‘ağzınla kuş tutsan’ nafile; ama daha büyük bir hüner göstereceksen, Zat-ı Şahane’ye arz edeyim.”

Ağzınla Kuş Tutsan Nafile deyimi , kendini beğendirmek, kabul ettirmek ya da bir meramını yaptırmak için gayret edenlerin, boşuna çaba sarfettikleri bir durumu belirtmek için kullanılır.

Kaynak: Deyimler ve Öyküleri / Selim Gündüzalp